Süleymaniye'de 11 Türk Askerinin Esir Alınması Olayının Düşündürdükleri

 

Süleymaniye'de 11 Türk Askerinin Esir Alınması Olayının Düşündürdükleri

 

Akşam gazetesinin 16 Temmuz 2003 tarihli sayısının manşeti aynen şöyledir: "Çözülmedi Donduruldu ". Gazete, bu anlamlı yargı cümlesini Irak'ın Süleymaniye kentinde 11 Türk askerinin Amerikan silahlı kuvvetleri tarafından esir alınması olayında varılan sonucu göstermek için kullanmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu Büyük Lider Atatürk'ün önderliğinde 1915 yılında Britanya İmparatorluğu'nun ve onun yardakçısı olan diğer Avrupa devletlerinin silahlı kuvvetlerini Çanakkale'de yenmiştir. Bu yenilginin dört önemli sonucu olmuştur:

1- Rusya'da Çarlığın yıkılmasına olanak yaratılmıştır.
2- Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine genç Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasının temelleri atılmıştır.
3- Üzerinde "güneşin batmadığı" İngiliz İmparatorluğu'nun çöküş süreci başlamıştır.
4- Mazlum milletlerin emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmalarının ışıği ufukta doğmuştur.

Bunların sonucu olarak da Osmanlı İmparatorluğu ve onun temelleri üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti dünya tarihini kökten değiştiren bir ülke olarak tarihteki yerini almıştır.

İngiliz silahli kuvvetlerinin gece karanlığından yararlanarak kaçarak ülkelerine geri dönmeleriyle baslayan bu tarihi süreç İkinci Dünya savaşı sırasında Churchill'in Roosevelt'i ikna edip ABD'yi savaşa sokması noktasında tamamlanmıştır.

Ayrıca, İngiltere başarılı hariciye politikalariyla ABD' yi kendi yerine dünya jandarmalığına terfi ettirmiş fakat bununla da yetinmeyerek yıllardır kendini Dünya'dan izole etmiş ABD' nin diş politikalarini yöneten gücü olmaya devam etmiştir. Bu durum günümüzde hala devam etmektedir.(1)

ABD'nin baba Bush'un bıraktığı yerden Irak'ı İngiltere ile birlikte isgal etmesinin temel nedenlerini daha önce http://www.urunlu.com.tr sitemizde açıklamaya çalışmistik. Bu işgalin baslamasindan hemen önce İngiliz emperyalizminin yeni versiyonu ABD emperyalizmi, tipki 1915 yilindaki İngiliz emperyalistlerinin temel amacı olan bogazlardan geçerek Rusya'ya ulasma isteklerini durduran ülke engeline, yani gene Türkiye engeline takilmislardir. Türkiye bu kez de ABD silahli kuvvetlerinin Irak'ı kuzeyden istila ederek Bağdat'a ulaşma isteklerini durdurmuştur. ABD' nin tüm ısrarlı basklarına boyun eğilmemiştir. Hele hele İngiltere'nin tüm sivil ve askeri önderlerinin Türkiye'ye bizzat gelerek yaptıklari baskılara aldıkları cevap çok önemlidir: "sizin askeri güçlerinize tarihi nedenlerden ötürü izin veremeyiz".(2)

Türkiye'nin bu davranışı karşısında Dünyada tek süper güç olarak kalan (Sovyetler Birliginin sahneden çekilmesinden sonra ) ABD ve onun artık yardakçısı durumuna düşmüş İngiltere tam bir şok içine girmiştir. Türkler gene Dünyaya bir mesaj vermişlerdir. O mesaj da tıpkı 1915'deki mesajın tekrarıdır: Hiç bir ülke kuvvete dayanarak "unjust war" (haksız savaş) yapamaz, Irak'ın işgal edilmesi için Birleşmiş Milletler kararı yoktur ve var olduğu söylenen Kitle İmha Silahları Birleşmiş Milletler silah denetçileri tarafindan bulunamamistir.(3)

Türkiye'nin bu tavri Dünyada şu sonuçları doğurmuştur:
1-Avrupa birden bire Türkiye'nin lehine psikolojik bir tavır değişikliği göstermiştir.
2- Müslüman dünyası Türkiye'nin laik bir Cumhuriyet olmasından ötürü duyduğu kuskudan kısmen kurtulmuştur.
3- Müslüman dünyası halkı Müslüman olan bir ülkenin, Türkiye'nin Hristiyan Haçli Seferine(4) karşı durmasından ötürü yıllardır ezilen gururlarını kazandıklarını hissetmişlerdir.
4- Tüm Türki Cumhuriyetler, Balkanlardaki Türk toplulukları ve tüm Az Gelişmiş Ülkeler ve tüm Müslüman ülkeler gerekirse ABD 'ye karşı gelinebileceğini görmüşlerdir.

Bütün bu olgular karşısında İngiliz Hariciyesi rahatsızlığı hissetmiş ve kendisinin yüzyıllardır oyuncak olarak kullandığı Kürt aşiretlerini ABD kanalıyla harekete geçirtmiş diğer yandan da Kadek'i Türkiye'ye saldırtmıştır.

İngiltere ABD'ye Kürt kartını oynattırarak sorunlar çıkarmaya başlamış ama bu problemlerin Türkiye'ye etki etmeyeceğini sezerek, Dünya halkları nezninde Türkiye'nin itibarini sarsacak bir oyunu düzenlemiştir. Bulunan formülün uygulanmasının şekli ise Türkiye'nin cihanda ismi duyulmuş saygı duyulan askerlerinin esir alınması olmuştur. Bu ilginç bir İngiliz planıdır. Zira ABD askerleri sabah kahvesi içmek isteğiyle askerlerimizi ziyarete gelmişler ve aniden silahlarını çekip onlari esir almışlardır. Bu tip hile ve desiseli yollari Amerikalıların düşünmesi mümkün değildir. Zira ABD de esas olan "honesty is the best policy" dir, ama İngiltere'de "amaca ulasmak için her vasıta meşrudur."

Türk askerlerinin esir alınması şimdilik onların amaçlarına ulaştığını gösterir gibidir. Ama unutulmamalıdır ki petrol kaynakları için tüm Arabistan'ı ve hatta Iran'ı yıllarca sömüren İngiltere nasıl kös kös geri gittiyse şimdi Basra sokaklarında gezen İngiliz askerleriyle Bağdat caddelerinde dolasan ABD askerleri de bu işgali kaldırmak zorunda kalacaklardır. Hiç unutulmamalıdır ki Irak İngiliz emperyalizmi tarafından kurulmuş olan "sözde-devlet"tir. Burası Mezopotamya denilen bir arazidir. Tarih boyunca burada tek bir millet var olmamıştır; Mezopotamya denilen bu arazi üzerinde tek bir millet değil çeşitli din ve ırktan oluşan kabileler ve feodal lordlar ve dini cemaatler yaşamaktadır. Demokrasi yaratacagiz diye askerlerini buraya gönderen ülkelerin tek dayanak olarak buldukları sadece ve sadece İngiltere'nin eskiden beri işi bitene kadar kullanıp sonra yüzüstü bıraktıkları Sünni Kürt aşiretleridir. Irak'ın Sünni Araplari Kürtlere Arap olmadıkları için, Irak'ın Şiileri Kürtlere hem Arap hem de Şii olmadıkları için Türkmenler ise Kürtlere Türkiye'ye karşı savaştıkları için karşıdırlar.

Süleymaniye'deki 11 asker olayının önemini ve içinde taşıdığı anlamı ne yazık ki Türkiye'deki Siyasal İktidar sahipleri hala kavramış değilleridir.

Kürt/ Kadek kartını onlarla işbirliği yaparak oynayan ABD, Türkiye'nin ensesinde Demoklesin Kılıcını sallayarak Türkiye'yi adeta kımıldayamaz hale getirmek amacını gütmektedir. ABD'nin bırakın özür dilemesini beklemek, olayı" çözülmeden dondurmak" yoluyla Türkiye'nin itibarını sarsmaya devam etmektedir.

Ankara, 17 Temmuz 2003
COŞKUN ÜRÜNLÜ
 

(1) Bknz: Blair'in Avam Kamarasında Irak'a savaş açılması için söylediği yalanlar ve bu yalanlara ABD'nin dayandığını belirten ABD Kongresindeki tartışmalar, New York Times ve BBC yayınları.
(2) İngiltere, Musul ve Kerkük'ü haksızlıkla ve bir tür hile ile Türkiye'den gasp ettiği için.
(3) Bu gün dahi bu silahlar bulunamamiş Blair'in ve Bush'un bu konuda kendi halklarına yalan söyledikleri anlaşılmıştır.
(4)crusade-haçlı seferi-tabirini ilk kez ABD başkani Bush kullanmıştır.

 

 

Yorum Yaz | Makaleyi Yazdır