CHP ve Gelecek Korkusu

CHP ve Gelecek Korkusu

 

 

Türkiye'nin şu anda yukarıdan bir fotoğrafı çekilse ortaya çıkan manzaranın hiç te iç açıcı olmadığı görülecektir. Ülkede bütün kurum ve kuruluşlar görev yapamaz durumdadır. Siyaset sahnesindekilerin acz içinde günlük politikalarla yetindiği, Devlet'in tüm organlarında bir keşmekeşin yaşandığı alenen görülmektedir. Bu bir çöküştür.

Türkiye ne yazık ki Osmanlı İmparatorluğu döneminde de böyle duraklama, gerileme ve çöküş dönemleri yaşamıştır. Bilindiği üzere Cumhuriyet, Büyük Önderimizin feraseti ve dirayeti ile bu çökmüş İmparatorluğun çürümüş yapısına rağmen tertemiz kurulmuştur. Aradan geçen bunca zaman sonra ne yazık ki tekrar çöküş sinyallerinin belirdiği bir noktaya ulaşmış bulunmaktayız. Çöküşün nedenlerini ortaya sermek muhakkak ki önemlidir ama bizi şu anda ilgilendiren husus bu çöküşün ülkede yarattığı tahribatın sonuçlarını saptamak olduğundan sadece bir temel nedeni belirterek geçelim. O neden de ülkeyi bu hale getiren dirayetsiz politikacılar ve onları ekonomik güçleriyle destekleyenlerin egemenliklerinin yıllardır sürmesidir.

Bu tahribatın, bu çöküşün yüzeye vuran, görünen işaretleri enflasyon, işsizlik, dış ve iç borç birikimi ve dehşet verici adaletsiz gelir dağılımıdır. Bunların daha da ötesinde varolan ama görünmeyen en büyük hatta en tehlikeli ürkütücü olan husus ise toplumun tüm bireylerinin neredeyse sınırsız denilebilecek bir gelecek endişesi altında yaşıyor olmalarıdır.

İnsanımız benim adalete ihtiyacım olursa ben ne yapacağım, evladımı nasıl okutacağım, hasta olursam nasıl tedavi olacağım endişesi taşıması ve bu adalet, eğitim ve sağlık gibi temel konularda dahi gelecekten korkarak yaşaması tahmin edilmesi güç son derece farklı sonuçlar doğurmaktadır. Bu korku halkımızın Devleti oluşturan Yargı+Yasama+Yürütme gücüne güvensizliğini doğurmuştur. Diğer bir deyişle, halkımıza göre Devlet kendisini düşünen onu koruyan onun geleceğini teminat altına alan bir mekanizma olmaktan çıkmış sadece vergi alan, askerlik yaptıran ve polis gücüyle halkı zorlayan bir Dev olmuştur. Halkın geleceğe güvenle bakamayışı ve kendi sorunlarını tek başına çözme arayışlarına itilmesi onu illegal yollara, yöntemlere ya da örgütlerin ellerine düşmelerine neden olmaktadır. Rüşvet sorunu, mafya sorunu, terör sorunu, irtica sorunu gibi sorunların temelinde bu geleceğe güvenle bakamama sorunu yatmaktadır. Eğer bir birey oğlunu okutmak için irticai kuruluşlardan yardım alabiliyorsa bunu nasıl kınayabilirsiniz? Eğer bir ırkçı örgüt hastalanan bir üyesini tedavi ettirebiliyor ise o üyeye nasıl kızabilirsiniz? Eğer bir küçük esnaf alacağını Mafya kanalıyla tahsil edebiliyorsa o esnafa nasıl kızabilirsiniz? Eğer bir genç kız bu dünyada hiç bir şeyin kendisini kurtaramıyacağına inandırılarak koşullar altında yaşatılıyorsa o da kendisini hiç olmazsa öldüğünde rahata kavuşurum saplantısı sonucunda başörtüsü takmak için sokaklarda yerlerde dahi sürünmeyi göze alıyorsa; o kendi iç huzuru irticai örgütlere katılarak buluyorsa bundan dolayı ona nasıl kızarsın; aslında onu "sen kandırılmışsın" diye muaheze dahi edemezsiniz.

Siyasal iktidarı ellerinde tutanların bu sorunların doğmasına sebep olan faktörleri ortadan kaldıracaklarına seyirci kalmaları karşısında CHP'nin "Yeni Günler"e ilerleyişinin temelleri bu sorunun çözümüne yönelik olmalıdır. CHP'nin ilk görevi ciddi, yapıcı ve hiç kimseye taviz vermeyen bir kararlılıkla bu gelecek endişesini ortadan kaldırma amacını stratejik hedef olarak kabullenmesi gerekmektedir. Bu stratejik hedefe ulaşmak için Halkın geleceğe güvenle bakabilmesi için ilk önce CHP'ye güveni sağlamak ve bunun gerçekleşmesi için ise derli toplu bir parti yapısını acımasızca örgütlemek gerekmektedir. Yeni dinamik ve inançlı kişilerin liderlik yapabilecek bir kişi etrafında kenetlenmeleri gereklidir. Organik bir bağ denilebilecek bir inanç ve istek bağı ile birbiriyle özde tekleşmiş bir kadro yaratmak gereklidir. Bu inanç ve istek ise şu anda ülkenin içine düştüğü çöküntüden nasıl kurtulacağına ilişkin çözüm önerileri etrafında olmalıdır. Ülke sorunlarının ortaya serdiği gerçekler karşısında alınacak önlemlerle ortaya çıkan ihtiyaca cevap veren bir Parti haline gelmek gerekmektedir.

Gelecek korkusunu yenmek için CHP etrafında kenetlenme sağlanabilirse ilk hedefe varılmış olunacaktır. Getirilecek ciddi tedbirlerle enflasyonu doğuran nedenlerin üstüne gidilmezse, iç borç yükü dolar karşılığında ilerki yıllarda ödenmek üzere konsodilasyona gidilerek ortadan kaldırılamazsa, genç işsizlerin durumu hafifletilemezse ve gelir dağılımı düzeltilemezse Türkiye önümüzdeki yıllarda daha da büyük sorunlarla karşılaşacaktır. Ülkeyi yönetmekten aciz bir siyasal iktidar günlük sorunlar yaratıp gene kendisi çözüyormuş gibi davranarak oyalama siyasetini daha ne kadar sürdürebilir? Kimisi dünya bilgi çağında ileriye koşarken hala kendi hayellerinde kurdukları ve bu hayallerini yıllardır sürdürerek ekonomi bilimi ile adeta alay ederek "Köykent" saplantılarıyla hem toplumu ve aslında daha çok kendini avutmaya devam ederken, kimisi hamasi ülkücü töreleriyle söylemlerine devam ederken, kimisi Almanya'nın bile sökme kararı verdiği Nükleer santralleri ülkemizde kurmağa çalışırken, kimisi irticanın 40 yıldır simgesi olan tek bir kişi için ceza sistemimizde tek garanti kalan bir hükmü değiştirmek için vakit harcarken nasıl olur da bu ülke aydınlığa kavuşabilir?

Ülkenin geleceği CHP sinin geleceğine bağlıdır. Bunun sorumluluğu büyüktür ama sonuca ulaşılması halinde bir kez daha CHP tarihine büyük kıvanç getirecektir.

 

05 Şubat 2001
Coşkun Ürünlü

 

 

Yorum Yaz | Makaleyi Yazdır