Mustafa Kemal Atatürk'ün "Devlet Kapitalizm Sistemi'' Yok Mu Ediliyor?

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN "DEVLET  KAPİTALİZM" SİSTEMİ YOK MU EDİLİYOR?

‘’Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?’’

Mehmet Akif Ersoy

 

18 ağustos 2016 tarihli Aydınlık gazetesinde Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, siyasal  iktidar sahipleri AKP nin yöneticilerine  “Kamu Ekonomisiz Milli İrade Olmaz “ manşetli konuşmasında  çok doğru ve çok önemli noktalara temas ederek seslenmiştir. Bu seslenmenin temeli Büyük Önder Atatürk'ün ilk kez uyguladığı ve Süleyman Demirel döneminde İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında unsurları belirtilmiş olan çağdaş ekonomik sistemin aynısıdır(*)Perinçek 3 Ekim 2015 tarihindeki Aydınlık gazetesinde kendi partisinin özü olan “Planlı Karma Ekonomi Sistemi”ni uygulayacaklarını ilan etmiştir. Perinçek’in ilan ettiği bu kavram günümüzde de uygulanabilecek bilimsel bir düşüncedir.

 

Gerçekten de bu vurgulama ile Atatürk’ün görüşü teyit edilmekle birlikte Dünya iktisat tarihinde 1920’li yıllardan beri en doğru ekonomik sistem olduğu çeşitli ülkeler tarafından ispat edilmiş durumdadır.

Planlı Karma Ekonomi yani Devlet Kapitalizmi Sistemi Rusyada 21 Mayıs 1921 de  Yeni Ekonomi Politikası (NEP) ismiyle, 1925 de  ABD de New Deal ismiyle,Türkiyede 1922 yılında Devletçilik adı altında uygulanmaya başlayıp 1930 yılında Anayasamıza  girmiş olan Devletçilik sistemi adıyla ve Çin devletinin 2013 yılında ülkesindeki Sistem’in gerçek adı olan Devlet Kapitalist sisteminin kabul edilerek uygulanacağını ve ne Kapitalizm ne de Kumanda Ekonomisi sistemi olmayacağını ilan etmiştir. (1)

Doğu Perinçek de bu sistemi destekleyen siyasi bir liderdir ve nasıl Ermeni sorununda doğru sonuç alınmasında başarı kazanmışsa, Planlı  Karma Ekonomi mücadelesinde de başarılı çıkması ve Ermeni meselesinde  de savunduğu DOĞRULAR gibi şimdi de Ekonomik Sistemimizin Planlı Karma Ekonomi Sistemine dönüştürülmesi savaşındaki doğrularında da başarılı olması temenni edilmektedir.

XXX

Bugünkü siyasal iktidarın yürüdüğü patikada Askeri Darbe Teşebbüsü’nden sonra salt kapitalist sisteme doğru gitmeye olduğu görünmektedir.

Menderes döneminde olduğu gibi Kemalist Devletçilik sisteminden vazgeçilerek Kapitalist  sistemin esas alınmasının ülkemizi büyük sorunlarla karşılaştıracağı beklenmelidir.

XXX

AKP’nin ülkemizin sosyo- ekonomik yapısını Menderes dönemindeki gibi “tekerrür” ettirerek  1950-1960 uygulamasına erişmesi halinde çıkacak sonuçlardan ülkemiz derin problemler yaşayacaktır. 

Aşağıdaki sonuçların doğmaması için sistemin Devlet Kapitalizmi sistemine dönülmesi şarttır. Eğer Önümüzdeki dönem  1950-1960 dönemi uygulamaları devam ettirilecek olursa aşağıdaki söz konusu ihtimaller kesinlikle reel veriler halinde ortaya çıkacaktır. Bu çıkacak durum Kapitalist sistemin kendi yapısının doğurması mukadder olan sonuçlar olacaktır.

Bu sonuçları şu şekilde açıklayabiliriz: (2)

1950-1954 yıllarında Türkiye ekonomide kalkınma dönemine girdi. Bu dönemde serbest piyasa ekonomisine geçişe hız verildi. Yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi. Yabancı sermayeyi teşvik yasası çıkarıldı. Marshall Planı'nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kuruldu. 1955 yılında ekonomide tıkanmalar başlamıştı. Dış borçlar giderek artıyordu, ödeme dengesi bozulmuştu, döviz girişi yeterli değildi. Bu durum ülkede çeşitli sıkıntılara neden olmaya başladı.22 Kasım 1955'te toplanan DP Meclis Grubu izlenen ekonomi politikaları ilerledi.

Menderes 1957 seçimlerinden sonra İstanbul'da imar çalışmalarına ağırlık verdi ve Barbaros Bulvarı, Büyükdere Caddesi, Vatan Caddesi, Millet Caddesi ve Edirne Asfaltı (şimdiki E-5 otoyolu) yollarını açtı Menderes iktidarlarının önceki döneminde alınan borçların geri ödenememesi ve dış ticaret açığının çok artması yüzünden 1958 yılından itibaren Türkiye ekonomisi zorluklar yaşamaya başladı.

Türkiye 600 milyon dolar dış borcunu ödeyemeyeceğini açıklayarak moratoryum (borçların ödenemeyeceği ve yeni bir ödeme planına bağlanması ilanı) ilan etti ve IMF ilk stand-by anlaşması imzalandı.

Menderes,liberal ve dışa açık bir iktisat görüşüne sahipti, özel girişime geçmiş iktidarlara göre daha fazla serbesti tanıdı.

Ekonomik girişimleri önceleri toplumun yoksul kesimini mutlu etti, ancak uzun vadede ekonominin dengesi bozuldu.

Menderes, en çok eleştiriyi, dışa bağımlılık politikaları yüzünden almıştır. Tek parti döneminde kurulan bazı traktör ve basma fabrikaları Menderes döneminde özelleştirildi veya ekonomik olmadıkları için kapatıldı.

Menderes'in iktidarı döneminde, İsmet İnönü döneminden beri Türkçe okunan ezan, yeniden Arapça okunmaya başladı. İlk olarak CHP hükümetinin 1948'de kurduğu imam hatip kursları imam hatip liselerine dönüştürüldü, bunların sayıları arttı.

Menderes bazı çevreler tarafından irticayı hortlatmakla ve oy avcılığıyla suçlandı. Eleştirilen bir diğer nokta ise, Türkiye'nin dış politikada NATO ile birlikte hareket etmesi ve Cezayir'in kurtuluş savaşı sırasında Fransa'nın iç meselesi olduğu görüşünün benimsenip 1958'deki Cezayir'in bağımsızlığı oylamasında çekimser oy kullanılmasıdır.

Adnan Menderes …CHP ve Hürriyet Partisi'nin birleşme çabası karşısında DP'liler 1957 seçimlerinden önce seçim yasası'nı değiştirerek partilerin ittifak yapmasının önleyen maddeler eklendi ve DP'den istifa eden Fuad Köprülü'nün başka bir partiden milletvekili seçilmesini engellemek için partisinden istifa eden bir kişinin 6 ay geçmeden bir başka partiden milletvekili olamayacağı şeklinde bir hüküm kondu. 1959 yılında ABD'ye bir gezi yaparak ilave maddi kaynaklar isteyen Menderes'e, artık Marshall Yardımı fonlarının bitmek üzere olduğu hatırlatıldı ve istekleri reddedildi. 1961 seçimleri öncesinde İskenderun Demir-Çelik, Seydişehir Alüminyum, Keban Barajı ve İstanbul Boğaziçi Köprüsü gibi tesislerin temellerini atmak isteyen Menderes, yakın arkadaşı ve bakanı Dr. Lütfi Kırdar'ı nabız yoklamak için Sovyetler Birliği'ne gönderdi. Sovyetler Birliği'nin konuya olumlu yaklaşması üzerine, Menderes de Temmuz 1960'da Moskova'ya giderek, orada kredi anlaşmalarını imzalamaya karar verdi

…Bir başka gerginlik ise 9 Mayıs'ta Menderes hükümetinin ABD ile yaptığı ikili anlaşmaları meclisin kabul ettiği oturumda yaşandı. Muhalefet'in milletvekilleri ABD ordusu'nın doğrudan veya dolaylı bir saldırı karşısında Türk topraklarına gelmesi gibi hükümlerin yer aldığı ikili anlaşmalara karşıydılar ve böyle anlaşmaların hiçbir Avrupa ülkesi ile yapılmadığının altını çiziyorlardı.

9 Temmuz 1961 tarihinde Anayasa Komisyonu'nun hazırladığı yeni anayasa için yapılan halk oylamasında % 61,7 oy oranı ile kabul edilerek yürürlüğe girdi.

Coşkun Ürünlü

20 Ağustos 2016

-------------------------------------------

(*)    DPT İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1968-1972, sh 99-102

1-      Coşkun Ürünlü, Çöküşün Anatomisi, Ankara 2016, sh 17-36 ile sh. 190-203

2- bknz:https://tr.wikipedia.org/wiki/Adnan_Menderes

 

Yorum Yaz | Makaleyi Yazdır