Devlet Kapitalizmi (Karma Ekonomi) Sisteminin Dirilişi

DEVLET KAPİTALİZMİ (KARMA EKONOMİ) SİSTEMİNİN DİRİLİŞİ

 

“Devletçiliğin bizce manası şudur: Fertlerin hususî teşebbüslerini ve faaliyetlerini esas tutmak,…  , fakat memleketin iktisadiyatını devletin eline almak” 

Atatürk,1936

 

 

Büyük Önderin yukarıdaki tanımlamasını yaptığı Devletçilik ilkesinin çağdaş ifadesini İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek şöyle ifade ediyor. : ”Türkiye, …üretime yönelmek için Karma ekonomi rejimine geçmek zorundadır. … Ne derseniz deyin, Devlet Kapitalizmi ya da Karma Ekonomi, yalnız Türkiye’nin değil dünyanın önündeki seçenektir.’’ (1)  Aslında bu ifadelerin temelini Türkiye’nin büyük düşünürü olan Ziya Gökalp daha Lozan Anlaşması imzalanmadan önce aşağıdaki şu görüşleriyle belirtmiştir:

1-”Türkiye Büyük Millet Meclisi ulusal bir ekonomi planı çizerek ona uygun  bir politika izlerse, barış sağlandıktan sonra (yani Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra-C.Ü.) ekonomik bir mucize görme ihtimali mümkündür.’’(2)

2-“Eğer biz , devlet kapitalizmi sistemini kabul edersek, ülkemizdeki doyumsuz ve yağmacı kapitalistlerin yükselmesinden (artışından) kendimizi koruyabiliriz (3).

 Atatürk bu Devlet Kapitalizmi sistemini daha Lozan Antlaşması imzalanmadan önce uygulamaya almış ve daha sonra 1930 yılında Etatizm kelimesini Devletçilik olarak tercüme edilmesini onaylayıp Anayasamıza taşımıştır. Ne var ki günümüzde Türkiye’nin seçeceği ekonomik sistem hakkında büyük bir kargaşa  devam etmektedir. Gerçekten bir köşe yazarı “Geçen yüzyılın başında Türk-Rus işbirliği yeni bir çağ başlattı. Ruslar, Lenin’in önderliğinde ilk Sosyalist Devrim’i yaptı. Türkler de Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalizme karşı ilk Kurtuluş Savaşı’nı verdi ve kazandı” hükmünü vermektedir.  Önemli iki faktör yani İLK Sosyalist Devrim ile İLK Kurtuluş Savaşının aynı dönemde gerçekleştiğini söylemesi yani iki liderin AYNI DÖNEMDE farklı konularda başarılı olduklarını teyit etmektedir. Gerçekten de bu iki liderden Atatürk, Yazar’ın söylediği gibi Kurtuluş savaşını kazanmıştır. Ama ne var ki yazarın söylediği Lenin’in “ilk Sosyalist Devrim’i yaptı” hükmü, geçerli bir yargı değildir; zira Lenin, sosyalist devrim değil kendi ifadesiyle sosyalizm AMAÇLI devrim yapmıştır. Öz olarak Lenin, sosyalist toplum inşa etme amaçlı devrim yapmıştır; yazarın bu devrim hakkında “ilk sosyalist Devrim’i yapmıştır” cümlesi gerçek olguya terstir.  Aynı yazar daha sonra Lenin’in  “sosyalist SSCB’si…” hükmünde ısrar göstermiştir.  Ama ne var ki dünya tarihinde hiçbir ülkede ve hiçbir zaman parçasında Marks’ın tanımladığı  “sosyalist” kelimesinin ihtiva ettiği anlamı taşıyan bir toplum olarak sosyalizm var olmamıştır ve günümüzde de mevut değildir; zira, sosyalist kelimesinin ihtiva ettiği  ve Marx’ ın söylemi  ile tanımlanan “sosyalizm” kavramının  içeriğinde  toplumu oluşturan bireylerin  milli gelire (toplumun yarattığı değerler toplamına) katkıları  oranında  pay almaları temeldir.

Lenin Çarlık Rusya’sından devir aldığı sosyo-ekonomik sefaletin ve aristokrasi ile geniş toprak sahipliğinin  ortadan kaldırması mücadelesini vermiş ve toplumu, feodal üretim biçiminden (mode of production) yani feodal alt yapıdan, Karl Marx’ ın söylediği gibi, feodaliteden kapitalizme  ve kapitalizmden sosyalizme varmayı uygulamalarla hızlandırarak sosyalist dönemi değil New Economic Policy (NEP) dönemini yaratmıştır.

 

Ayrıca  Lenin bunu da ihtilalin 1917 de yapılmasından hemen sonra değil ,çok daha sonra Menşeviklerle mücadelesinde başarılı olmasından ve diğer temel zorlukların kısmen tasfiyesini  sağladıktan sonra ancak 1921 yılında ülke için asıl temel olguya dönüşü sağlamıştır.

Bu temel olguyu Lenin şöyle ifade etmiştir:

‘’Hem teorik hem de pratik anlamda temel sorun, gelişmesi mukadder (inevitable) olan kapitalizmin devlet kapitalizmi kanallarına yönlendirilmesinin geçerli (belirli derecede ve belirli bir süre içinde) metotlarını bulmaktır; hangi koşularla tanımlanabileceği ve yakın gelecekte devlet kapitalizminin sosyalizme dönüştürülmesinin nasıl teminat altına alınacağı önemlidir.’’ (4)

 

XXX

Lenin’in erken ölümü ile iktidara gelen Stalin, Lenin’in Devlet Kapitalizmi ekonomik sistemini (NEP) ortadan kaldırmıştır. Zaten Lenin’in düşünce sisteminde 1917 devriminden sonra sosyalist devlet sisteminin kurulması olgusu yoktur, zira ona göre feodal bir ülke kapitalist aşamasını tamamlamadan önce sosyalist  olamaz. Ayrıca, Marks’a göre hiçbir üretim biçimi (mode of production) eksojen faktörler kullanılarak sistem değiştirilemez. Marx’a göre sosyalizme varılması için mevcut sistemin iç ögelerinin yani endojen faktörlerin birbirleriyle etkileşmesi sonucunda sadece bir üst sistem yapısına (örneğin; feodal alt yapıdan kapitalist alt yapıya)dönüşme mümkün olabilir. Bundan dolayı Lenin NEP dönemini Devlet Kapitalizmi sistemini,  çağdaş  deyimi ile Karma Ekonomi (Mixed Economy) Sisteminin özünü bir endojen faktör olarak “Devlet”i piyasada  doğan arz ve talep ilişkisinden kaynaklanan  kıtlık (scarcity) fiyatlarına uyum sağlayan bir aktör olarak eklemiştir. Kısaca piyasada ‘’devlet’’ in müteşebbis olarak yer almasını sağlamıştır.

 

Feodal toplumun kapitalizme ve kapitalizmden sosyalizme gidişatı doğal bir olgudur. Marx’a göre Sosyalizme varıldığında  amaç olarak “herkes milli gelire katkısı oranında  pay alması esas” ı gerçekleşecektir.  Ama Marx private  kapitalizmde  yaşayan insanların  sosyalizm aşamasına gelene kadar birer emtia (commodity)  olarak yaşayacaklarını  “Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları -1844 adlı kitabında belirtmektedir.(5)

Lenin o  dönem sürecinde  yani kapitalizmin sosyalist aşamaya gelmesine kadar geçen uzun süre boyunca  kapitalistler zümresinin “artı değer’i gasp etmesi, oligarkların “kar maksimizasyonu” nu uygulaması, kapitalizm yapısındaki devletlerin  emperyalist  aşamaya genişlemesi ile bu genişlemenin global savaşları  araç olarak kullanmak zorunda kalmaları  ve en önemlisi Marx’ın   kapitalist sistemin  insanları bir emtia  (commodity)haline  dönüştürdüğü savının  bilincinde olmasıdır. Lenin, Private Kapitalizm vasıtasıyla kapitalizmin sosyalizme ulaştırılması  yol haritasındaki görevinin, private kapitalizmin  Devlet Kapitalizmi lehine devşirilmesi  olduğunu belirtmektedir.

Lenin’in Devlet Kapitalizmi sistemini günümüzdeki ekonomik sistemler yelpazesine yerleştirerek feodal/yarı-feodal ya da moribund kapitalist toplumların halkları için çok değerli fevkalade  bir olanak yaratmıştır.

XXX 

Lenin’ in ölümünden sonra Stalin, Devlet Kapitalizmi (Karma Ekonomi) sistemini kaldırmış onun  yerine Kumanda Ekonomisi sistemini kurmuş yani   

1-      Sadece Devlet Sektörünün  “varlığına” izin vermiş, 

2-      Ölümcül bir hata yaptığının farkında olmayarak   “statik etkinlik” ile “dinamik etkinlik “ in temeli olan “tüketici tercihlerini”  sistemden dışarı atarak sadece “Plancı” tercihlerin yer vermiş,

 

3-      Piyasada teşekkül eden kıtlık(scarcity) fiyatları yerine GOSPLAN tarafından  yaratılan  matematik bir birim halinde fiyatları saptamıştır. 

Aslında KUMANDA EKONOMİSİ  sistemi hem teoride hem de Stalin döneminde  görüldüğü üzere “belirli bir süre ve belirli bir yapıda” çalışan bir sistemdir. Bu sistemin iki açmazı vardır:  

Birincisi statik ve dinamik etkinlikte kaynak kullanımında israfa yol açar.

İkincisi ise Marx’ın söylediği  toplumun Sosyalizme gidişatında  endojen faktörler yerine eksojen faktörler “kullanılamaz” yargısı gerçekleşir.   

Ama Stalin  bu sistemi,“Sosyalist” (SSCB) sistem  olarak etiketlemiştir.  

Bu yanlış etiketleme, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Aralık 2013 tarihinde Kumanda Ekonomisini terk edip Devlet Kapitalizmi sistemine geçtiklerini bütün dünyaya “Kumanda Ekonomisinden vazgeçip Devlet Kapitalizm  sistemine geçtik” ifadesiyle ortadan kaldırılmış ve bu yanlış sona erdirilmiştir. (6)   

Artık “sosyalistim Komünistim, Marksist-Leninist’im’’ diyen herkese  sorulacak soru “ekonomik sisteminizin ögeleri nedir’’ olmalıdır. Diğer bir deyişle Ekonomik Sisteminin dayandığı temel kuralları ile amacının neler olduğunun izahını sorup almak gerekli hale gelmiştir.

XXX 

Ne var ki hem yakın geçmişimizde hem de günümüzde birçok akademisyen etiketli bilimciler, düşünürler ve  siyaset yapan kişiler ile birçok yazar  kendilerine Sosyalist ya da  Komünist olma etiketlerini edinmişlerdir. Ama Lenin’in tesis etmediği ve günümüze kadar  dünyada hiçbir ülkede  ve hiçbir zaman ne komünist ne de sosyalist  bir ülke  var olmamasına rağmen bu durum birçok hatalara neden olmuştur.   Sosyalist ya da komünist sistemin ülkemizde de  uygulanmasını istiyorum diyen var ise o kişi SOSYALİST sistemi istiyorum derken  aslında KUMANDA EKONOMİSİNİ istiyor demektir.  

XXX 

Dünyada Sosyalizm/Komünizm olmamasına ve onun yerine Lenin’in ölümünün  akabinde Stalinist Kumanda Ekonomisi  diktatoryası  uygulanırken zararı en çok gören gerçek entellektüel  ve hümanist  fikir adamları  ABD de  olmuştur. Senatör Mc Carthy ‘inin  neden olduğu ve  var olmayan komünizmi varmış gibi düşünenler  eziyet görmüşlerdir. Var olmayan sosyalizm/ komünizm etiketlerinden  dolayı  da Türkiye’de de akademisyen niteliğe sahip, bir çok öğreticiler de farklı biçimlerde  cefa çekmişlerdir.

XXX 

Bütün bu gerçeklere rağmen Türkiye’de hala aydınlar  ülkenin geleceği için ne tür bir sistem  anlayışını arzu etmektedirler belli değildir. Basınımızda birçok köşe yazarı Türkiye Cumhuriyetinin içine düştüğü sorunların çözümlenmesi amacıyla  “fikir sahibi”  olduklarını ispat edercesine  iddialı reçeteler sunmaktadırlar. 

Bu tür yaklaşım sahibi yazarlar benzer  davranışları 1970’li yıllardan bu yana aradan geçen uzun yıllar sonra  basübadelmevt (resurrection) olmuşçasına didişmekte ve  vardıkları son derece kesin(!) yargılarını  okuyucusuna  zorla adeta enjekte eden  söylemlerde bulunmakta ısrar etmektedirler.  

Yakın  tarihimize bakacak olursak  önemli örnekler görebiliriz. Hiç şüphesiz her “iddia” belirli bir kişisel öngörü olduğu için saygıyı hak eder. Ama  temeli gerçek olmayan yani bilimsellikten uzak olan bu tür reçeteler özünde saygınlık kavramını içermeyen “ögeler küfesi” olarak topluma enjekte edilmesinin zararları çok ağırdır;  önceden bilimselliği tartışılmadan kavram kargaşasının sürdürülmesi ülkenin zararını tevlit etmiştir.  

Ne var ki bu tür  yaklaşımları ile    bazı aydınlar hayalini kurdukları “izm” ile biten kelimeler dizisinin içeriğinin bilinmemesi yüzünden nesnel unsurları ortaya  çıkaramadıkları için  tarihe gömülmüşlerdir. Hatta Profesör unvanlı  bilim insanları  çok cefa çekmelerine rağmen  unutulmuşlardır. Örneğin günümüzde de bazı  düşünürler “Sol içinde bulunan sosyalistlere çağrımızdır, …Türkiye’nin bilimsel sosyalistleri anti-emperyalist –demokratik  değerlerimizi sonuna kadar savunmada kararlıdır. Bunun aksini savunanlar tarihin kenarlarında sürünmekle yetineceklerdir” ifadesinin geçerliliği yerine hitabet sanatının güzel örneklerinden biri olarak  tarihe intikal etmiştir.                                          

XXX

Günümüzde toplumlar   genel olarak üç üretim biçimi içerisinde yer alırlar:  

1) Feodal /yarı-feodal üretim biçimli toplumlar 

2)Moribund kapitalist üretim biçimli toplumlar (7)   

3) ve Lenin’in bizzat  kendisinin yarattığı Devlet kapitalizmi(Karma Ekonomi) üretim biçimli toplumlar 

Bunlardan Devlet kapitalizm sistemi ise: 

A-Lenin’in ölümüne kadarki dönemde,

B-Stalin döneminden sonra gelen Yeltsin/Putin  döneminde(*),  

C-ABD’de Başkan Rooswelt’in New Deal adı altında uyguladığı dönemde,  

D-Yukarda bahsettiğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nde Karma Ekonomi sistemi Ziya Gökalp’ in önerileriyle Lozan Anlaşması imzalanmadan önce Atatürk tarafından temel ilke olarak kabul edilerek uygulanmıştır. (8)

 

Ama ne var ki 1950-1960 dönemi ile 2002-2015 dönemlerinde ülkemizdeki yarı-feodal alt yapının üzerine kapitalist sistemin oturtulması  gayretleri ‘’Ekonomik Sistemler” bilimi açısından bir bardak suyun 100C derecede ısıtıldığında “su donar” yargısı gibi abesle iştigaldir.  

4) Çin Halk Cumhuriyetinde Aralık 2013 de Devlet Kapitalizminin kabul edildiği ve Stalinist Kumanda Ekonomisinin terk edildiği ilan edilerek Devlet Kapitalizmi uygulanmaya başlamıştır. Bu uygulama  hakkında  Çin’i n  Devlet Kapitalizmi  sistemini “Kumanda Ekonomisi” sistemi yerine kabul ettiğini ilan etmesi üzerine ABD’nin bilim çevrelerinde değerlendirme toplantıları da yapılmaya  başlanmıştır.  Örneğin ABD’de 30 Nisan 2014 tarihinde Brooking Üniversitesinde “The Future of State Capitalism in China” toplantısı yapılmıştır. 

5) Yunanistan’da ki son seçimle işbaşına gelen Syriza hareketinin otuzdan fazla maddeleriyle ifade edilen “SOL”  programındaki yaklaşımın Devlet Kapitalizminin temel unsurlarını içerdiği anlaşılmaktadır. 

XXX 

Çin Halk Cumhuriyetinin bu kararı alıp hemen uygulamaya başlaması Dünya tarihi için son derecede önemli bir olaydır. Zira feodal toplumlar ile Türkiye gibi yarı-feodal toplumlar ve ABD gibi ölümü kaçınılmaz olan moribund kapitalizm altında yaşayan halklar için bir kurtarıcı formülün evrenselleşmiş olmasının maddi bir kanıtıdır. Diğer bir deyişle günümüzde dünyada yıkılmaya mahkum ve başarısızlıkla malul Kapitalist sistem ile feodal toplumlardaki  hane halkları oligarklar ile toprak ağalığının sömürüsü altında ezilirken, Karma Ekonomi sistemi altında yaşıyor olanlarının kurtarılmış olmaları, daha açık  bir ifadeyle Dünyada uygulanması zorunlu “aleni” (proclaimed)  bir Devlet Kapitalizm sisteminin geleceğin sistemi olacağını gözler önüne sermektedir.     

XXX 

Türkiye’de bazı düşünürler zihinlerinde yarattıkları farklı kişisel kavramlar ile Türkiye’nin izlemesi gerektiğine ilişkin tezler ileri sürmektedirler.  Örneğin bir düşünür siyasal yapının ‘’kitle partisi’’ olması gerektiğini ileri sürerek şunları söylemektedir: “ Günün gerektirdiği siyasal yapı, kitle partisi yapısıdır. Tanımı ise şu: İdeolojik bir programa ve üyeye dayalı örgüt yapısına sahip, hedeflerini donanımlı kadrolarıyla gerçekleştirmeye kilitlenmiş, halkı örgütleyerek hareket eden ve demokratik merkeziyetçilik ilkelerine göre çalışan bir siyasal parti. Diğer siyasal yapılarla ittifaklara açık, kapıları hesabı verilemeyecek her türden örtülü ittifaka kapalı bir yapı.’’ Bu söylemde iktisat bilimi ile ilgili hiç bir unsur yoktur ve herhalde “ideolojik” kelimesine yüklenen anlam da “söylenemediği” ya da “bilinmediği” için kapalı geçilmiştir.

Daha önemlisi bir iktisat bilim insanı olan ve Türkiye’nin geleceği ile ilgili sorumlu mevkiye sahip olan bir başka akademisyenin ileri sürdüğü bir kavram da   “kapitalizme uyum göstermeliyiz ” tavsiyesidir. Bu yaklaşım son derecede   gelecek için ürkütücü bir dilekten ibaret olmasına rağmen söyleyenin iktisatçı unvanı olmasından ötürü bu tavsiyenin dayandığı unsurlarının belirtilmeden hüküm verilmiş olması temelde bilimsellikten uzaklaşılmış olduğunun göstergesidir. 

Yine başka bir akademisyen düşünürümüz   Keynes’in  ABD başkanı Rooswelt’ e  hiçbir ışık  göstermemişçesine  yani   NEW DEAL programı ile Devlet’in doğrudan  ekonomiye girmesini yani özel müteşebbislerin yanına Devlet’in  bizatihi kendisinin “devlet müteşebbisi” olarak eklettiğini göz ardı etmektedir. Oysaki Keynes Devletin barajlar, yollar, havaalanları gibi direk yatırım harcamalarını Başkan Rooswelt’ e  tavsiye ederek Devlet Kapitalizmi sistemini uygulattıran bir düşünürdür. Karma Ekonomi sistemini uygulayan  Başkan Rooswelt bir yandan global işsizliğe son vermiş ve bu Devlet yatırımlarıyla iş bulan işçilerin ellerine geçen ücretleri ile de Pazar ekonomisinde toplam (aggregate) talebin yükselmesini sağlamışlardır.   

Bu iktisat bilim insanımız   Keynes’ in ekonomi bilimine  “zaman” faktörünü ekleyen ilk düşünür olduğunu  bilmezden gelmiş olması büyük bir olasılıktır. Bu yaklaşımın nedeni her halde 1776 yılında Adam Smith’in yayınlanan kitabında belirtilen “bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” ilkesini günümüzde kendine şiar edinerek  Devlet’in ekonomik hayata karışmaması fikrine kendisinin de  sadık kaldığının ikrarı olarak görülebilir.   

Bu durumun nedeninin en güzel tanımını Cambridge bilim insanı olan ve Keynes’ in   teorilerini geliştiren akademisyen olarak tanınan Profesör Dr. J.  Robinson, şöyle ifade eder  Marksist ve geleneksel iktisat anlayışlarının arasındaki temel fark ; Ortodoks iktisatçıların, kapitalist sistemin ,Doğa’nın ölümsüz düzeninin bir parçası olduğunu kabul ederlerken, Marx geçmişin feodal ekonominin , geleceğin Sosyalist ekonomisinin dönüşümene uğrayacak geçici bir safhası olarak kabul eder’’ (9)  

XXX

Keynes’in temel tezi  ise ABD  Başkanı Rooswelt’in daveti ile müdahil olduğu  1929 ABD  ekonomik buhranında    ekonomiyi  kurtarmak  için  piyasadaki  kar maksimizasyonu için çalışan  kapitalizmin aktörlerinin  yanına “devlet müteşebbisi”ni eklemek olmuştur. Böylelikle Lenin’in Devlet Kapitalizmi Sistemi (Karma Ekonomi)  Batı dünya tarihinde ilk kez yerini almıştır.  

İnsanlığın, sosyalizme varana kadar Kapitalizmin uygulayıcıları olan  oligarkların sömürüsü altında  kalmamasını sağlamak  için Lenin bu görevi Devlet Kapitalizm sistemi ile Devlet’e vermiştir. Keynesin formülünün  temelindeki asıl nokta Devlet kaynaklarını harcamak yolu olurken Halkın da yarı-feoadal yapıdan kapitalizme  ve kapitalizmden sosyalizme doğru yol alırken Kapitalizmin kendi iç dinamiklerinin olgunlaşmasına kadar yani toplum sosyalist aşamaya geçene kadar zaman zaman oluşması mukadder olan “buhran”lardan 1929 buhranında olduğu gibi işsiz kalan halkın açlıktan kurtulması sağlanmış olmasıdır.  

Diğer bir sonuç ise Rooswelt buhranın çözümü için savaşı değil Devletin fiilen harcamalarını bir müteşebbis sıfatı ile yatırımlara dönüştürüp yeni iş sahaları yaratarak işsizliğe çözüm getirip toplam talebin devamlılığı ve artışını sağlayan bir model uygulamıştır. Keynes’in reçetesi ile halk işsizlikten kurtulmuş ve toplam talep yaratılarak kaos ortadan kaldırılmıştır. Rooswelt  Keynes’ in  önerisi ile   WAP idaresini kurmuş ve Devlet kaynaklarını harcamak için bir Devlet Müteşebbisini (WAP idaresini ) piyasaya eklemiştir ve bu Devlet Kapitalizmin sisteminin adını NEW DEAL olarak etiketlemiştir. Burada bir bilgiyi aktaralım:  Devlet kaynaklarını kullanarak  8.5 milyon insana iş yaratmıştı.(10) 

Keynes’in temel tezi 1929 ABD de ki ekonomik buhranda yani çökmekte olan Kapitalist ekonomiyi  onarmak amacı gösterilerek  “ özel müteşebbislerin” yanına “devlet müteşebbisi”ni eklemesi  Lenin’in Devlet Kapitalizmi Sistemi (Karma Ekonomi)  dünya tarihinde yerini almasını sağlamıştır; Marx’ın söylediği “Kapitalizmin  çöküşü önlemez” vurgusu gerçekleşirken Lenin’in yarattığı Devlet Kapitalizmi  çöken moribund kapitalist  ülkelerin cenaze törenlerinin yerinin savaş alanları mı yoksa halkın seçim yoluyla sandıklar yoluyla mı olacağı sorunun  cevabını vereceğimiz saat uzak bir ufuk hattında görünmeye başlamıştır. Aslında bunu ekonomist olmayan Din adamı Vatikan’da ki Papa Francis’in 2014’de teşhis ettikleri olgular gerçekleşirse beklenen korkunç olgu da pek de uzakta gözükmediğini ve kapitalist sistemin yaşamak için savaş çıkarmak zorunda olduğunu vurgulamaktadır; Papa Francis Haziran 2014’ de şunları söylüyor: ‘’Artık hayatta kalamayacak bir ekonomik sistemi idame ettirebilmek için tüm bir nesli yok ediyoruz, bir sistem ki yaşayabilmek için savaş yapmak zorunda.’’ (11) 

XXX

 

Kısa bir özetle şunları tekrar edebiliriz;  

1-Lenin’in yarattığı ve Çarlık Rusyası’nın feodal alt yapısından kurtulması için design ettiği kapitalizm-sosyalizm yolunda kademeler aşmak için anahtar olarak Karma Ekonomi (Devlet Kapitalizm) sistemini inşa edip uygulaması ve bu “sistem”i ölene kadar uygulaması, 

2-1929 ABD deki iktisadi Buhranı “Devlet Kapitalizmi” sistemini İngiliz Prof.Dr. J.M.Keynes’in aracılığıyla uygulayan Başkan Rooswelt’in New Deal adı altında uygulaması ve günümüz ABD Başkanı  Obama’nın iktidara geldiği ilk günlerde New Deal programının tekrar uygulanmasının gerekli  olduğunu söylemesi ( ama kapitalist oligarkların  Obama’yı  engellemesi ile başaramamıştır), 

3- Atatürk’ün Devlet Kapitalizm sistemini uygulaması ve bu sistemi 1930’ da Anayasaya “Devletçilik –etatism)” adı ile konulması, 

4- Aralık 2013 de Çin Devletinin Stalin’in kurduğu “Kumanda Ekonomisi”nin kaldırıldığını ve Devlet Kapitalizmi sistemini kabul ettiklerini belirterek uygulamaya başlamış olması.

 5- Günümüzde Yunanistan da yapılan seçim sonrasında iktidara gelen “SOL”  etiketli SYRIZA hareketi topluma alternatif olanaklar sunmuş ve halk da bu alternatifi uygulayacak Partiyi yani Syrıza’yı iktidara taşımıştır. 

Lenin’in, Rooswelt ‘in, Atatürk’ün ve  Çin  toplumunun lideri  olan Şi Cinpin’in temel aldıkları Devlet Kapitalizminin temel  özelliklerini esas almışlardır.Bu olgular şunlardır. 1- bankalar ve stratejik önemdeki kuruluş ve tesisler millileştirilecektir  2- Devlet bir müteşebbis olarak özel teşebbüsleriyle beraber varolacaklardır. 3-Devlet Kapitalizm (Karma Ekonomi) sisteminin özü olan fiyatların piyasadaki arz ve talep faktörlerine göre serbest olarak teşekkül etmesi korunacaktır  4-bazı konularda plan yapılacaktır.

Syrıza’nın temel aldığı ögeler T.C. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’  nında belirtilen unsurları çağrıştırmaktadır; bu şekilde Syrıza’nın dayandığı ekonomik sistem Devlet Kapitalizmi (Karma Ekonomi-Mixed Economy) ögelerini taşımakta olduğunu görürüz. (12) 

XXX 

Türkiye’nin günümüzdeki görünüşüne baktığımız zaman Türkiye İşçi Partisi liderliğinin Devlet Kapitalizmi sistemini gündeme taşıyarak onu tekrar canlandırması Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Atatürk’ün 6 Ok’unda ki Devletçilik felsefesinin çağdaş anlamda yenilenmesi olarak ortaya çıkmıştır.

Bu başarıya ulaşıldığında Türkiye yarı feodal toplum yapısından kurtulmuş, emperyalizme karşı duruşu, bağımsızlığı ve egemenliği ilelebet teminat altına alınma yolunda ilerlemeye devam edecektir.

COŞKUN ÜRÜNLÜ

12 ŞUBAT 2015

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

(*)Bu makalemin güncellenmesi amacıyla Putin'in ''Karma Ekonomi/Devlet Kapitalizmi'' sisteminin özündeki unsurları şöyle ifade ettiğini kayıt altına alıyorum. : ''Putin konuşmasında, ''İş çevreleri için özgürlük alanının daha da genişletilmesi dış tehdit ve yaptırımlara verilebilecek en iyi yanıttır. Bu nedenle yerli ekonomi ve sanayi, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile yeni iş ve istihdam alanları yaratılması amacıyla yatırım yapmaya hazır olan iş adamları için olumlu ve rahat bir ortam yaratmaya mutlaka devam edeceğiz.'' Bknz: http://www.aydinlikgazete.com/putinden-is-adamlarina-mujde-h65586.html

 

1-    Doğu Perinçek, Aydınlık , 18 Aralık 2014:  http://www.aydinlikgazete.com/oncu-sarsintilar-makale,57795.html

 

2-    If the Grand  National Assembly pursues such a policy by drawing up a national  economic plan ,it will be  possible to see an economic miracle  after the establishment of peace. ”İktisadi Mucize”, Küçük Mecmua, ,no.23. Diyarbakır,1923) G.Y: Ziya Gökalp, Turkish  Nationalism and Western Civilization, New York 1959, Columbia University Press)- Derleyen ve Çeviren Niyazi Berkes,  Sh:309. 

 

3-   İktisadi İnkılap İçin Nasıl Çalışmalıyız? Küçük Mecmua no.33,Diyarbekir 1923,G.Y. = Present-day  European imperialism is based on private capitalism. If we accept the system of state capitalism, we will be able able to prevent the rise of those insatiable and predatory capitalists in our country”, Berkes 311

4-    “The whole problem - both theoretical and practical - is to find the correct methods of directing the inevitable (to a certain degree and for a certain time) development of capitalism into the channels of state capitalism; to determine what conditions to hedge it round with, how to ensure the transformation state capitalism into socialism in the near future" (V.I. Lenin, Selected Works 3. Cilt, Moskova, 1961 Sh: 648 -Mayıs 1921 "The tax in Kind"

5-   Economic and Philosophical Manuscripts, (1844)," g.y.T.B.Bottomore, Karl Marx, Early Writings, Londra,1963

6-   http://www.urunlu.com.tr/105--cin-halk-cumhuriyetindeki-ikinci-devrim-%E2%80%98%E2%80%99devlet-kapitalizmi%E2%80%99%E2%80%99-sisteminin-kabulu-

7-   http://www.urunlu.com.tr/123-crux-of-the-us-,capitalism-and-the-us-marines----semper-fidelis 

8-   http://www.urunlu.com.tr/2-karsi-devrimcilere-karsiibni-haldun--karl-marx-%E2%80%93-ziya-gokalp 

 

http://www.urunlu.com.tr/121-marksizm-ve-17.-turk-devletinin-kurulus-ilkeleri 

 

9-   The fundamental differences between Marxian and traditional orthodox economics are, first, that the orthodox economists accept the capitalist system as part of the eternal order of Nature, while Marx regards it as a passing phase in the transition from the feudal economy of the past to the socialist economy of the future. http://www.urunlu.com.tr/117-iktisat-tarihinde-kapitalizme-elveda-asamasi

10- Rooswelt was spent  state resources to enable to …obtain higher level of employment in the market. The President Roosevelt used  the  system under the name of New Deal  and achieved  to prevent the total collapse of the US economy.  Roosevelt used State funds via WPA and  really he was successful. WPA  created employment  for  8,5 million people , 1.046 million  km roads, 125.000 public buildings, 75.000 bridge, 8.000 park,  800 airport  construction completed , art projects  etc.

11-We are discarding an entire generation to maintain an economic system that can’t hold up anymore, a system that to survive must make war.

 

http://www.catholicworldreport.com/Blog/3187/pope_francis_interview_with_spanish_magazine_la_vanguardia_full_text.aspx

 

12- Syrıza’nın yaklaşımı bir bütün olarak ele alındığında T. C. Devlet Planlama Teşkilatının İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı”nda belirtilen “Karma Ekonomi –Devlet Kapitalizmi” sisteminin unsurlarının benzer olduğu görülmektedir.

 

Karma Ekonomi Sistemi (=Etatizm=Devletçilik=Devlet Kapitalizmi)

 

Dönemin Başbakanı  Süleyman  Demirel, Plan’ı topluma takdim ederken ÖNSÖZ de  şunları kaydetmiştir: ” Karma Ekonomi düzeni içinde, Türk  Vatandaşının  yaratıcı gücünden azami derecede istifade ederek  ve Devletin  bütün imkanlarını harekete getirerek istikrarlı, devamlı, hızlı ve dengeli bir kalkınma potansiyelinin milletimizde  ve memleketimizde mevcut olduğuna inanmaktayız”.

İLKELER:

Karma ekonomi düzeninin amacı kaynakların ekonomik ve  sosyal faaliyet dalları arasında daha iyi dağılımını sağlıyacak bir ortam yaratmak suretiyle ülkenin bütün kaynak ve imkanlarını seferber ederek ekonomik kalkınmayı hızlandırmak olacaktır.

(2) Karma ekonomi düzeni Türk toplumunun daha yüksek bir refah seviyesine erişmesinde adil ve dengeli bir gelişme sağlamanın aracı olarak kullanılacaktır.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kamu sektör için emredici,özel sektör için yol gösterici ve destekleyici, fertlerin teşebbüs gücün ortaya çıkarıcı ve geliştirici ölçüde olacaktır.

Karma ekonomi düzeninin kuralları açıklıkla tanımlanacak ve mevcut düzenin aksaklıkları hızla ortadan kaldırılacaktır.

Karma ekonomi Düzeninin Kuralları

Ekonomik gelişmeyi fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde hızlandırma amacıyle kamu ve özel kesimin piyasada bir arada bulunması, karma ekonomi düzeninin kurallarının açıklıkla tanımlanmasını gerektirmektedir. Böylece bir yandan piyasada mevcut belirsizliğin ortadan kaldırılması ile kamunun zarar düşüncesi olmadan yapabileceği rekabet endişesinin doğurabileceği risk unsuru azaltılacak, öte yandan kamu kuruluşlarına geliştirilmesi istenilen faaliyet dalları konusunda yön gösterilmiş olacaktır.

 İkinci Beş Yıllık Plan döneminde izlenecek karma ekonomi politikasının kuralları bu nedenlerle aşağıda açıklanmıştır.

 

(1) Ekonomide statik ve dinamik etkenlik esas olarak piyasa mekanizması yoluyla sağlanacaktır. Diğer bir deyimle, ekonomik kararların alınmasında esas serbest piyasada meydana gelecek fiyatlar olacaktır.

(2) Kamu ve özel kesimlerin üretimle ilgli olarak birarada faaliyette bulundukları alanlarda Devletçe fırsat eşitliği sağlanacak ve ayırım yapılmayacaktır.

(3) Devlet, ekonomik hayatın düzenleyici olarak dolaylı yollarla istikrarısağlıyacak ve fiyat mekanizmasının yetersizliklerini vergi, kredi, para ve dış ticaret politikası gibi araçlarla düzenliyecek, tekelci güçlerin belirmesine engel olacak, tüketicinin ezilmesine müsaade etmiyecektir. Bu suretle piyasa fiyatlarını esas alarak karar veren özel kesimin elindeki kaynakların ekonomik gelişme için yararlı alanlara etkin bir şekilde dağılımını saglıyacak bir ortam yaratılacaktır.

(4) Devlet özellikle genel gelişmeyi hızlandıran alt yapı yatırımlarını geliştirecek ve toplum refahına yönelen eğitim, sağlık gibi sosyal amaçlı yatırımları yapacaktır.

(5) İkinci Beş Yıllık Plan döneminde imalat sektör, gelişiminin uzun vadede esas olarak özel sektöre bırakılmasını sağlayıcı bir politika izlenecektir. Kamu kesimi başlamış bulunduğu yatırımları tamamlayacak, elindeki üretim kapasitelerini ekonomik olmak niteliklerini korumak için artıracak ve daha verimli kullanacaktır. Aynca ekonominin hızla gelişmesi için gerekli olan ve özel sektörün kullanılacak teşvik araçlarına rağmen giremediği güç gelişen veya ekonomide dar boğazlar yaratan sanayi alanlarına etken bir müteşebbis olarak girecektir. Bunun yanında kamunun yeniden girdiği sanayi alanlarında özel teşebbüsün katkısını sağlamak için karma teşebbüsler tercih edilecektir.

 Devlet veya Kamu İktisadi Teşebbüsleri sermayesinin iştirakiyle kurulacak olan karma teşebbüslerde sermaye ve idare hakimiyetini mahdut sayıda özel kişilere bırakmak yoluna gidilmeyecektir. Özel sektörün karar verme sistemini etkileme amacıyla kamu ve özel sektör arasındaki haberleşme düzeni Planın hedeflerine uygun bir kalkınma sağlamak üzere belirlenecek ve sıklaştırılacaktır.

Bunun ortaya çıkaracağı en önemli fayda özel sektörün yatırım ve tüketimle ilgili kararlarında uzağı görmede düşebileceği hatalardan arınması olacak ve böylelikle Plan hedeflerine varmada, kaynakların israf edilmeden etken bir biçimde dağıtımı ve kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu amaçla kamu sektör proje fikirlerinin gelişmesine yardımcı çalışmalara önderlik ederek bunların özel kesimin bilgisine iletilmesini saglayacaktır. Özel sektörün tanımlanacak büyüklüğün üstünde olan projelerinin özelikle desteklenmek üzere Devlet Planlama Teşkilatına gönderilmesi istenecek ve kalkınma hedefleri ile uyuşması halinde teşvik araçlarından yararlandırılacaktır. Böylece İkinci Beş Yıllık Planda temel amaç olan milli refah sosyal adalet anlayışı içinde ve karma ekonomi düzeni çerçevesinde artırılacak ve ekonominin hızla kalkınmasını sağlıyacak bir düzen yaratılmış olacaktır.

Kaynak: T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Kalkınma Planı İkinci Beş Yıl (1968-1972) Başbakanlık Devlet Matbaası,  Sh.99-107

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz | Makaleyi Yazdır