Radi Dikici: Corpus Juris Civilis

                                                                    CORPUS JURİS CİVİLİS

                                                                                                                                                  Radi Dikici
                                                                                                                                                  30.05.2014

 

Jüstinyen Roma-Bizans tahtına geçtiği 527 yılında iki önemli konunun mutlaka çözülmesi gerekli olduğunu gördü. Bunlardan biri nüfusu 500.000 varmış Konstantinople’daki göçler nedeniyle kötü yerleşim, diğeri bin yıllık Roma İmparatorluğu’ndaki hukuki karmaşaydı. Bin yıl içinde yayınlanan hangi kanunun, kararnamelerin ve imparatorluk emirnamelerinin yürürlükte olduğu hiç kimse bilmiyordu. Adalet dağıtımı aksadığı gibi üniversitedeki hukuk eğitiminde de büyük karmaşa vardı.

İmparatorluk şanslıydı. İmparatorun yardımcılarından biri olan Tribonian hukuk alanında dahiydi. Ancak iki küçük kusuru vardı. Hıristiyan dünyasında o kere pagandı yani çok tanrılı dine inanıyordu ama çok becerikli olduğu için Jüstinyen bunun üzerinde hiç durmamıştı. Diğeri ise ona yapılan başvuruları belirli hediye almadan halletmezdi. Yani rüşvet alırdı.

Jüstinyen iki yıl sonra, 529 yılında şartların olgunlaştığını düşünerek Tribonian’ı huzura çağırdı.

“Tribonian, gerek İmparator Konstantin, gerekse İmparator Theodosius zamanında yapılan çalışmalar, kendi dönemlerinde çıkan kanunların düzenlenmesiyle sınırlı kaldı. Bu imparatorluktaki hukuki karmaşayı önleyemedi. Senden çok hızlı bir çalışma ile bir düzenleme yapmanı istiyorum. Bu konuda tam yetkilisin,” dedi.

“Emredersiniz majeste.”
 
Tribonian bir hafta içinde dönemin en büyük hukuk bilginlerinden bir komisyon kurdu ve çalışmaya başladılar. 13 ay gibi kısa bir zaman içinde çalışma tamamlandı. Hangi tarihte çıkarılmış olursa olsun yürürlükteki Roma İmparatorluğu’nun bütün kanunları bir araya getirildi ve standardize edildi. Hükmü kalmamış hükümler tespit edildikten sonra iptaline gidildi. Bu, imparatorluk kurulduğundan bu yana ilk defa yapılan en büyük hukuki düzenlemeydi. Yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu Jüstinyen Kodeksi olarak adlandırıldı.

Ancak kodeksin sorunları çözmediği kısa zamanda anlaşılınca farklı bir düzenlemenin yapılması gereği ortaya çıktı. İmparator önce Tribonian’ı yüksek hakimliğe-bugünün adalet bakanlığına eşdeğer bir göreve-atadı.
 
530 yılının Kasım ayı ortalarında sabah Tribonian’ı tekrar çağırdı. İmparatorun yanında İmparatoriçe Theodora da vardı.

“Tribonian, çok başarılı bir çalışma yaptınız. Ben bunu hukuki düzenlemenin ilk adımı sayıyorum. Şimdi bunu ileri götürmeliyiz. Öyle bir hukuk sistemi yaratmalıyız ki, evrensel kuralları kapsamalı, belki de gelecekte bile uygulanabilir ve adalet dağıtımının tek kaynağı olmalı.”

“Majeste bunu yapabiliriz. Bana biraz daha yetki, eleman ve daha fazla zaman vermelisiniz.”

“Olur, ama nedenini açıkla.”

“Çünkü sadece Konstantinople’daki hukukçularla bunu hazırlayabilmem mümkün değildir. Ülkenin diğer bölgelerinde bulunan, her biri ayrı konuda uzman olan hukuk bilginlerinin desteğine ihtiyacım var. Bunlarla kuracağım komisyondaki her üyeye ayrı bir hukuk alanını vereceğim. Yine her üyenin kendisine bağlı genç ve yetenekli hukukçulardan kurulacak birer ekip olmalı. ”

“En çok bir hafta içinde bana hazırladığın organizasyon şemasını getir. Bunun için size sarayda özel bir bölüm hazırlatacağım. Her türlü bilgiye ulaşman için gerekli emirleri vereceğim. Ayrıca imparatorluk arşivini istediğin gibi kullanabilirsin.”
 
“Emredersiniz…”

16 kişiden kurulu yeni hukuki komisyon 15 Aralık 530 Pazar günü Tribonian’ın başkanlığında faaliyete geçti. Komisyonun üyeleri arasında bir sivil yönetici, çeşitli alanlarda ihtisası olan ve ikisi Antakya’dan on bir seçkin hukukçu, dört hukuk profesörü vardı. Hocalardan ikisi Beyrut, diğer ikisi Konstantinople Üniversitesi’nden katılmıştı . Bu sefer de tümüyle yeni bir düzenleme yapılacaktı. Onun için önce bütün eski Roma Hukuku kayıtlarının gözden geçirilmesi gerekiyordu. Buradan hareketle kanunların ve yasal hüküm ifade eden bütün kural ve anlaşmaların genel çerçevesi çizilecekti.

Komisyonun çalışması bütün hızıyla devam ederken 531 yaz ayları gelmişti. Bir sabah İmparatoriçe Theodora bir mabeyinci göndererek Tribonian’ın derhal yanına gelmesini buyurdu.

Tribonian huzura girdiğinde İmparatoriçe Theodora’nın taht yerine bir masa başında olduğunu ve önündeki parşömenleri incelediğini gördü. Ses çıkarmadan bekledi.

Bir süre sonra Theodora onu fark etti.

“Tribonian seni yine hukuki bir konu için çağırdım. Yaklaşık altı aydır saraydaki hukukçularla bu konu üzerinde çalışıyoruz. Kadın hakları. Şimdi sana hazırladığım hukuki metni veriyorum ve çalışmalarınıza katarak aynen kanunlaşmasını istiyorum.”

Bir top parşömeni Tribonian’a uzattı.

“Majeste tabii emriniz yerine getirilecektir. Eğer müsaade ederseniz arkadaşlarımla bunu inceleyebilir miyiz?”

“Hiç şüphesiz. Ama emrim olmadan herhangi bir değişikliğe müsaade etmem.”

“Baş üstüne efendimiz.”

Komisyon üyeleri daha bakar bakmaz Theodora’nın hazırladığı tüm hükümlere itiraz ettiler. Çünkü bin yıllık Roma İmparatorluğu tarihinde kadın hakları diye bir şey yoktu. Her biri sahasında otorite olan komisyon üyelerinin bu husus genlerine aykırı idi. Hep ağızdan “Olmaz efendim... Olmaz...” diye bağırıyorlardı. İçlerinden biri, “Bu kabul edilirse, bu komisyonda bir gün bile durmam,” diye haykırdı. Hatta, bilginlerden en yaşlı olan sözünü sakınmadı, “Bu kadın kendisini ne zannediyor, yüzlerce yıllık uygulanan kuralları alt üst etmeye kalkıyor. Kadınlara böyle hakların verilmesi mümkün değil...” dedi. Ama onlar Theodora’yı hiç mi ama hiç tanımıyorlardı.

İki gün sonra imparatoriçenin huzuruna çıktığında Tribonian, “Arkadaşlarımız bu metni inceledikten sonra dediler ki...” diye söze başladığında Theodora onun sözünü kesti.

“Arkadaşlarınızın ne dediği umurumda bile değil. Kadın hakları konusunda bu metin aynen yasalaşacaktır. Karşı çıkan kim olursa olsun, onu tanrının bile unuttuğu yere sürgün ederim. Şimdi anlaşıldı mı?”

“Eeem..reder..siniz efendim.”

Tribonian ertesi gün imparatoriçenin dediklerini aktarınca, sanki komisyon üyeleri, bir gün önce kıyamet koparmamışlarmış gibi, önce sustular, sonra da, “Eh... Madem imparatoriçemiz böyle emrettiler. Tabii ki bu hükümler yasalaşacaktır,” diye konuyu bağladılar.
 
Theodora’nın imparatorlukta kadınlara ilk kez hak sağlayan hükümler şunlardı:

“Kadınlar başlarında bir erkek olamadan ticaret yaparlar. Boşanmış kadın çoğunun vasisi olabilir. Kadınlar tek başına mal mülk sahibi olabilirler. Aşağıdaki şartlar gerçekleşmedikçe, (ekli listede kadınları koruyan hususlar vardır) eş karısını boşayamaz. Aile hukukunda ölüm cezası olamaz. Bir erkek, eşinin sevgilisini şahitler huzurunda üç defa ikaz ettikten sonra öldürebilir. Eğer eş, karısını başkasıyla ilişki sırasında yakalarsa, kadın iki yıl süreyle kadınlar manastırına kapatılır ve kocası ancak onu iki yıl sonra affedebilir.”
  
Komisyon çalışmalarına devam etti. 532 yılında eskiden hüküm ifade eden 3 milyon madde ise 150 bine indirildi. Baştan aşağı yeni bir düzenleme yapılarak bunlar Digest (Pantdectae) adıyla 50 kitapta toplandı. Bu inanılmaz çalışma, üç yıl içinde başarıyla tamamlanıp Aralık 533’te kanunlar ve kuralların tamamı ortaya çıktı.

Çalışmalar bitince Tribonian imparatordan randevu istedi. Jüstinyen zaten her ay çalışmaların sonuçlarını gelen raporlarla izlemekteydi. Hemen Tribonian’ı kabul etti.

İçeri giren Tribonian’ın yanında bu çalışmada komisyon başkanlığı yapmış, üniversitenin en büyük bilginlerinden üç kişi vardı. İçeri girer girmez hepsi imparatorun ayaklarına kapandılar.

“Lütfen kalkın,” dedi imparator. “Şimdi bana anlatın bakalım neler yaptınız?”
 
Sırayla her biri kendilerine bağlı komisyonların çalışmalarını anlattı ve en sonunda Tribonian durumu özetleyerek içeri girmeleri için görevlileri çağırdı. İki görevli ellerinde güçlükle taşıdıkları birer kitapla içeri girdiler ve Tribonian kitapları birer birer imparatorun önündeki masaya koydu.

“Tribonian ve siz değerli bilginler,” diyerek söze başladı imparator, “tarihe damga vuracak kadar büyük ve önemli bir iş yaptınız. Hepinizi ayrı ayrı kutluyorum. Bunun için dördünüze de –yanında bulunan rulo halindeki kâğıtları dağıtarak– Kadıköy tarafında toprak bağışlıyorum.”

İmparator dördüne tek tek rulo halindeki belgeleri verdikten sonra konuşmasına devam etti.

“Şimdi sizden dileğim, bütün imparatorlukta tek hukuk sisteminin yürürlükte olması için bu kitapları çoğaltıp eyaletlere göndermeniz. Ayrıca üniversitelerde hukuk eğitiminin bu hususlara göre yapılması için bu kitapların özetini çıkararak onlara da ulaştırmanız. Tribonian, çalışmalarınız tamamlanınca bu husustaki emirnameyi hemen hazırla ve bana getir.”

Tribonian ve âlimler imparatoru selamlayarak huzurdan ayrıldılar.

Tribonian İmparator Jüstinyen'e Digesti sunuyor

Lorenzo Lotto (1480 - 1543)

İmparatorun bu emri üzerine komisyon Digest’i iki büyük kitapta özetledi. Bunlar üniversitelere ve  hukuk eğitimi veren okullara ders kitabı olarak gönderildi. Yapılan bu düzenlemeye İnstitutes adı verildi. Böylece düzenleme tamamlanmış oldu.
 
Ancak 555 yılına kadar şartlar gereği 120 kadar bazı yeni yasal düzenlemeler yapıldı. Bunlara ise Novellea dendi.
 
Yapılan bu üç düzenleme “Corpus Juris Civilis” olarak anılmaktadır.

Corpus Jirus Civilis 1647 yılındaki baskısı

Corpus Juris Civilis öyle muhteşem bir çalışmaydı ki, 1500 yıl boyunca tüm dünyada, tüm hukuk sistemlerinin temelini teşkil etti, örnek alındı. Daha doğrusu laik hukuk düzeninin kurulmasını sağlayan tek kaynak oldu. Her dile çevrildi. Özellikle matbaanın icadından sonra binlerce kez basıldı. Hukuk eğitimi veren üniversitelerde, hukuk eğitiminin başlangıcı oldu.

Digest İngilizce’ye çeviren C.F.Kolbert bu konuda şöyle söylemektedir. “İnsanlık tarihinde İncil’den sonra en derin izi bırakan kitabın Corpus İuris Civilis olduğunu söylersek mübalağa etmemiş oluruz.”
  
İşin en enterasan tarafı ise müspet hukuk sistemini yaratan bu düzenleme Konstantinople’da yani İstanbul’da, yani bu topraklarda yapıldı.
 

Radi Dikici

 

 

Yorum Yaz | Makaleyi Yazdır